Hâkimler ve Savcılar Derneği olarak, Adalet Bakanlığı tarafından yürütülen ve 19 Eylül 2025 tarihinde sonuçlandırılan banka maaş promosyon ihalesinin ve bu ihalenin dayanağı olan şartnamenin, Anayasal ilkelere ve yargı mensuplarının statü hukukuna aykırılıkları nedeniyle hâkim ve savcılar yönünden iptali ve yürütmesinin durdurulması talebiyle Ankara Nöbetçi İdare Mahkemesi nezdinde dava açmış bulunmaktayız.
Söz konusu ihalenin ve dayanak şartnamenin, hâkim ve savcılar yönünden “yok” hükmünde sayılmasını gerektiren temel hukuki gerekçelerimiz şunlardır:
1. İhale, Kuvvetler Ayrılığı İlkesine ve Yargı Bağımsızlığına Aykırıdır.
Anayasamızın teminatı altında olan kuvvetler ayrılığı ilkesi, yargı ve yürütme erklerinin birbirlerinin alanına müdahale etmemesini gerektirir. Adalet Bakanlığı, yürütme erkinin bir parçasıdır. Yargı mensuplarının mali haklarına ilişkin bir pazarlığın yürütme organı tarafından yapılması, yargı bağımsızlığının görünürde dahi olsa zedelenmesine yol açmakta ve yargı üzerinde bir “nüfuz” veya “minnet” duygusu yaratma potansiyeli taşımaktadır.
2. HSK’nın Anayasal Yetkisi Gasp Edilmiştir.
Anayasa’nın 159. maddesi, “hâkim ve savcıların özlük işleri” hakkındaki tek yetkili mercii olarak Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nu (HSK) işaret etmiştir. Maaş promosyonu, hâkim ve savcıların mali haklarıyla doğrudan ilişkili bir “özlük hakkı” konusudur. Adalet Bakanlığı’nın, HSK’nın anayasal görev alanına girerek bu ihaleyi yapması, açık bir “yetki gasbı” niteliğindedir.
3. Hâkim ve Savcı Statüsü, Şartnamede Yok Sayılmıştır.
İhale şartnamesinin 2.9. maddesinde, hâkim ve savcılar, 657 sayılı Kanuna tabi memurlar ve işçiler ile birlikte “Personel” tanımı altında aynı torbaya konulmuştur. Hâkim ve savcılar, Anayasa’da ayrı bir erk olarak tanımlanan “yargı” mensuplarıdır; devlet memuru veya işçi değildirler. Onları Adalet Bakanlığı’nın “personeli” olarak tanımlamak, Anayasal statülerini yok saymaktır.
4. Eşit Dağıtım, Adaletsiz Bir Sonuç Doğurmuştur.
Mahkemenin, Bakanlığı yetkili görmesi halinde dahi, ihale sonucu mali açıdan hakkaniyetsizdir. 130.000 TL maaş alan bir hâkim/savcı ile 60.000 TL maaş alan bir personelin aynı 99.500 TL promosyon ücretini alması, bankaya sağlanan kâr marjı dikkate alındığında hâkim ve savcılar aleyhine açık bir dezavantaj yaratmaktadır.
2007/21 sayılı Genelge’nin bahsettiği “eşitlik”, ancak eşitler arasındaki eşitliktir. Nitekim 2012 ve 2017 yıllarındaki önceki anlaşmalarda, maaşla orantılı bir dağıtım modeli benimsenerek hakkaniyet sağlanmıştır. Bu ihalede ise “eşit” dağıtım modeli altında adaletsizlik yaratılmıştır.
5. İhale Süreci Şeffaf Yürütülmemiş ve Hâkim/Savcılar Süreçten Dışlanmıştır.
İhale şartnamesindeki kısıtlayıcı maddeler (örneğin, adliyeye şube açma şartı ) rekabeti engellemiş , sadece üç bankanın teklif vermesine yol açmıştır. İhalenin, en yüksek teklifi veren tek banka ile kapalı kapılar ardında pazarlık usulüyle sonuçlandırılması ve bu pazarlık görüşmelerine hâkim ve savcıları temsilen hiç kimsenin davet edilmemesi, sürecin şeffaflığına gölge düşürmüştür.
Bu durumun sonucu olarak ulaşılan 99.500 TL’lik tutar, TBMM (138.000 TL), Ankara Üniversitesi (120.000 TL) ve hatta HSK (105.000 TL) gibi diğer kurumların elde ettiği promosyon bedellerinin gerisinde kalmıştır.
Bu nedenlerle, Anayasal statümüzü yok sayan, yargı bağımsızlığını zedeleyen ve mali açıdan hakkaniyetsiz sonuçlar doğuran bu ihale ve şartnamenin hâkim ve savcılar yönünden öncelikle yürütmesinin durdurulmasını ve akabinde iptalini talep ettik.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Hâkimler ve Savcılar Derneği – HAKSAV
HAKSAV HAKİMLER VE SAVCILAR DERNEĞİ
